ASKOLSUN ZAMAN / ISTANBUL 2018 Leica M10 35MM PHOTOGRAPHER CHICOCIHAN
Şehirler vardır; nereye giderseniz gidin, nerede kalırsanız kalın, nerede yaşarsanız yaşayın hep size ait bir şeyleri taşıyan. Kendinizi hep borçlu, hep yarım, hep mahçup hissettiren. Üstelik O’ralı, o şehirli olmak için çok şey, çok zaman gerektirmeyen yerlerdir bunlar.
İstanbul gibi. Sizi, ismini yazarken bile bir hayalin, bir heyecanın içine çeken İstanbul. Bir simidini yediğinizde, bir sokak köpeği ile göz göze geldiğinizde, bir cami avlusunda elinizi yıkadığınızda, rüzgarıyla saçınızı taradığınızda bile İstanbullu yapan İstanbul. İçinde bir gün de yaşasanız bin yıl da yaşasanız bir parçası oluverdiğiniz kenttir İstanbul. O yüzdendir ki hep İstanbullu, hep İstanbul’a borçlu hissetmişimdir kendimi. Her İstanbul’a gidişimde, her sokağını arşınladığımda ‘beni anlat, beni yaşat’ dermiş gibi gelir. Hani çoğu insan unutmak için içer ya, ben rakıyı İstanbul’a olan borcumu hatırlamak için içerim.
Unutmamak, sadakat sınavında kalmamak için. Ve işte o zamanın geldiğini hissettiğim bir İstanbul seyahatimde İstanbul’u uyurken, üstelik gündüz vakti, ikindi rehaveti tadında uyuklarken yakaladım. Siyah beyaz güzelliğinin içinde uyandırmaya kıyamadığım şehr-i İstanbul’un zamanını, gölgelerini seyrettim 35 mm’lik objektifimle. Birbirimizden uzak gibi, kopmuş gibi, başkaymış gibi gördüğümüz insanlarla kentin nasıl da iç içe ve bütün olduğunu anlattı bana İstanbul. En iyi bildiğim dil olan ışığın ve gölgenin diliyle.
Az zamanda çok şey konuştuk İstanbul’la. Hiç şikayet etmeden, anlattı köprülerin, inşaatların hamalların yorgunluğunu; ekmeğin ağırlığını, yoksulluğun bin bir hikayesini. Ben anlayabileyim diye zamanı durdurdu. 50 yıl önce balık tutan ellerin ışığını; ekmek taşıyan, çöp taşıyan ellerin gölgesini öyle gördüm. Öylesine bitkin yüzler, öylesine yorgun eller anlattı, ki ellerimden utandım. Makinama yaslandım. Ne anlattıysa İstanbul, ne sunduysa hiç eksiltmeden hiç eklemeden dinledim. O kadar.
Ve şimdi o kadar siyahın, o kadar beyazın içinden seçebildiğim İstanbul’u anlatmaya çalıştım. Bütün olan biteni anlatırken bir de baktım... Kendimi gördüm, onları gördüm. Gördüğüm şeyin İstanbullu olan herkesin hikayesi olduğunu, bizim hikayemiz olduğunu farkettim.
CHICOCIHAN
Thanks
AYSE KISA UFUK DANISMAN ÜMIT AKBAS ANT ZAIMOGLU
Comments